Wilson İlkeleri Nedir? Maddeleri ve Özellikleri

Wilson İlkeleri

Wilson İlkeleri; Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson tarafından 8 Ocak 1918 tarihinde okunan ve tarihe Wilson İlkeleri & Prensipleri olarak geçen on dört maddeden oluşan bildiridir. Bildiri ABD’nin 1. Dünya Savaşı’ndan sonra oluşmasını istediği dünya düzenini ifade eder. Ayrıca bu bildiri On Dört Nokta olarak da bilinmektedir.

Özellikle uluslara kendi kaderlerini kendilerinin belirleme yani self determinasyon hakkının teklif edilmesi, tüm devletlerin üye sıfatıyla bulunacakları dünya örgütünün kurulmasının teklif edilmesi, özgürlük, açıklık ve serbestlik gibi ifadelerin yer alması bu bildirinin büyük bir ilgi ve takdir görmesine sebep olmuştur. Sömürge tehlikesi altında olan ülkelerdeki aydınlar bu ilkeleri desteklemişler ve savunmuşlardır.

wilson ilkeleri maddeleri

Wilson İlkeleri Maddeleri

  1. Tam bir açıklık içinde varılmış barış anlaşmalarından sonra hiçbir özel uluslararası anlaşmaya gidilmemeli. Ayrıca diplomatik etkinlik her zaman içtenlikle ve kamuoyunun gözü önünde yürütülmelidir.
  2. Denizlerin, karasuları dışında kalan bölümleri, uluslararası antlaşmaların gerektirdiği özel durumlar dışında savaşta ve barışta herkesin özgür ve serbest kullanımına açık olmalıdır.
  3. Barışı onaylayan ve korumak için anlaşan ülkeler arasındaki bütün ekonomik engeller olabildiğince kaldırılmalı, ticaret serbestisi ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
  4. Ülkelerin silahlanması, iç güvenliğin gerektirdiği en alt seviyede olmalı. Bu konuda yeteri kadar garantinin verilmesi sağlanmalıdır.
  5. Sömürgelerin bütün talepleri serbest, açık görüşlü ve tümüyle tarafsız bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Bu tür bağımsızlık sorunlarının çözümünde ilgili ulusların çıkarlarıyla bağımsızlığı tartışılan devletin adil taleplerinin eşit ağırlık taşıması ilkesine kesinlikle uyulmalıdır.
  6. Rus İmparatorluğu’na ait bütün topraklar yabancı askerler tarafından boşaltılmalı. Rusya’yı ilgilendiren bütün sorunlar, kendi siyasal gelişimini ve ulusal politikalarını bağımsızca belirlemesine olanak verecek biçimde dünyanın öbür uluslarının en uygun ve özgür işbirliğiyle çözülmelidir. Rusya’nın kendi belirleyeceği kurumsal yapıyla özgür milletler topluluğuna içtenlikle kabul edilmesi, hatta gereksinim duyabileceği ya da isteyebileceği her türlü yardımın yapılması sağlanmalıdır. Gelecek aylar içinde öbür milletlerin Rusya’ya karşı tutumları iyi niyetlerinin, Rusya’nın gereksinimlerinin kendi çıkarlarından farklılığını kavrayıp kavramadıklarının ve bencillikten uzak, akıllı bir yaklaşımla onun sorunlarına yakınlık duyup duymadıklarının kesin göstergesi olacaktır.
  7. Belçika, yabancı askerler tarafından boşaltılmalıdır. Ayrıca bu ülke hiçbir kısıtlama olmaksızın bütün öbür özgür milletlerin sahip olduğu egemenlik haklarına yeniden kavuşmalıdır. Bunun gerçekleşmesi, milletlerin birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla koydukları kurallara duydukları güvenin yeniden sağlanmasında en önemli rolü oynayacaktır. Bu düzeltme yapılmadan uluslararası hukukun yapısı ve geçerliliği engellenmiş olacaktır.
  8. Bütün Fransız toprakları özgürlüğüne kavuşmalı ve işgal edilen bölgeler iade edilmelidir. 1871’de Alsace-Lorraine konusunda Fransa’ya Prusya tarafından yapılan ve yaklaşık 50 yıldır dünyada istikrarlı bir barışın oluşmasını engelleyen haksızlık, herkesin çıkarlarına göre olan barışın yeniden sağlanabilmesi için düzeltilmelidir.
  9. İtalya’nın sınırları, ulusal kabul edilmiş esaslara göre yeniden çizilmelidir.
  10. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu halklarının uluslararasındaki yeri korunmalı ve güvence altına alınmalıdır. Bu halklara özerk gelişme olanağı sağlanmalıdır.
  11. Yabancı askerler tarafından Romanya, Sırbistan ve Karadağ boşaltılmalı. İşgal edilen topraklar iade edilmelidir. Sırbistan’a denize serbest ve güvenli çıkış sağlanmalıdır. Çeşitli Balkan devletleri arasındaki ilişkiler tarihsel bağlılık ve ulusal sınırlar temelinde dostça görüşmeler yoluyla yürütülmelidir. Balkan devletlerinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığıyla toprak bütünlüğüne ilişkin uluslararası güvenceler anlaşmada yer almalıdır.
  12. Günümüz Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Türk kesimlerine güvenli bir bağımsızlık tanınmalı, Türk yönetimindeki diğer milletlere de her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır.
  13. Polonyalıların yaşadığı tartışmasız olan toprakları içine alacak bağımsız bir Polonya devleti kurulmalıdır. Bu devletin denize özgür ve güvenli çıkışı sağlanmalı, siyasal ve ekonomik özgürlüğüyle toprak bütünlüğü de uluslararası sözleşmeyle koruma altına alınmalıdır.
  14. Özel antlaşmalarla küçük, büyük tüm devletlerin siyasi bağımsızlıklarını ve toprak bütünlüklerini karşılıklı olarak güvence altına alacak uluslar birliği kurulmalıdır.
Wilson İlkeleri
ABD Başkanı Woodrow Wilson

Wilson İlkelerinin Osmanlıya ve Osmanlı Aydınlarına Etkisi

On dört maddeden oluşan Wilson İlkelerinin Osmanlı Devleti’ni ilgilendiren maddeler içerdiğini görmekteyiz. On ikinci madde doğrudan Osmanlı Devleti ile ilgilidir, ve üç bölümden oluşmaktadır.

  • Türklere, nüfus olarak çoğunluk oldukları bölgelerde egemenlik tanınması,
  • Osmanlı yönetimindeki Türk olmayan milletlere özerk gelişim desteğinin sağlanması.
  • Çanakkale Boğazı’nın uluslararası güvence altında tüm devletlerin gemilerine açılması.

Bu bildiri çok uluslu yapıya sahip tüm devletler gibi Osmanlı’yı da etkilemiştir. Özellikle Wilson İlkeleri, Ortadoğu’da yaşayan milletler tarafından mutlulukla ve saygıyla karşılanmıştır. Osmanlı Devleti içerisinde de Wilson İlkelerine bel bağlayan yönetici ve aydın sınıf ortaya çıkmıştır. Üst üste alınan başarısız sonuçların ve kötü gidişatın Amerikan himayesine girilmesiyle düzeleceğine inananlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu görüşü savunanlar Wilson Prensipleri Cemiyetini de kurmuş ve faaliyet göstermişlerdir. Hatta bu görüşü savunanlar Wilson İlkeleri ile beraber kaybedilen toprakların da geri alınabileceğine inanmışlardır.

Mustafa Kemal Paşa bu cemiyet ile ilgili şunları söylemiştir: ”İstanbul’da bir kısım rical ve nisvan da halas-ı hakikinin Amerikan mandasını talep ve teminde olduğu kanaatinde bulunuyorlardı. Bu kanaatte bulunanlar fikirlerinde çok ısrar ettiler, İsabet-i mutlakanın nokta-i nazarlarının tervicinde olduğunu ispatla çok çalıştılar.”

Wilson İlkeleri ile ilgili Mustafa Kemal Atatürk yine farklı bir açıklamasında demiştir ki: ”Malûmunuzdur ki, Mîsâk-ı Millî’yi en nihayet Ankara’da tesbit etmiştim…itiraf ederim ki, ben de hudud-u millîyi biraz Wilson prensiplerinin insanî maksatlarına göre ifadeye çalıştım. Hemen tasrih edeyim. o insanî prensiplere istinadendir ki, Türk süngülerinin müdafaa ve tesbit ettiği hudutları müdafaa etmişimdir….zavallı Wilson anlamadı ki, süngü, kuvvet ve şeref ve haysiyetin müdafaa edemediği hudutlar başka hiçbir prensiple müdafaa edilemez.”