soguk savas doneminde turkiye abd iliskileri bnN3IlaS
soguk savas doneminde turkiye abd iliskileri bnN3IlaS

Soğuk Savaş Döneminde Türkiye-ABD İlişkileri

Soğuk Savaş Nedir?

Soğuk Savaş; 1947 ile 1991 yılları arasında ABD ile SSCB arasında oluşan, askeri çatışmaya girmeden yaşanan askeri ve siyasi gerilimdir. 2. Dünya Savaşı sonrası yükselen iki gücün hakimiyet mücadelesidir. Nükleer silahlar, ideolojik farklılıklar, savaş sonrası güvensizlik ve sağlam olmayan ittifaklar beraberinde bloklaşmayı getirmişti. Bu iki blok Batı ve Doğu bloğu olmuştu.

İlk öncelikle soğuk savaş nedir ve bu süreçte neler yaşanmıştır gibi sorulara cevap bulmamız gerekiyor. Herhangi bir silahlı çatışmaya girmeden iki ya da daha fazla ülkenin birbirlerine yaptıkları güç gösterileri ve yaptırımların bütününe Soğuk Savaş denir. Olayların arka planından ve gelişiminden bahsedecek olursak Soğuk Savaş’a giden yol 1. Dünya Savaşına kadar dayanmaktadır. 1. Dünya Savaşı sırasında Çarlık Rusya devrilmiş yerine Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kurulmuştu. Normalde Çarlık Rusya ile müttefik olan devletler bu devletin gelişi ile ona düşmanlık beslediler çünkü, Çarlık Rusya emperyalist bir devlet olma yolundaydı ve kapitalizme karşı değildi çarlığın aksine adı üzerinde Sosyalist bir devlet kurulunca bütün planlar değişti.

Emperyalizm ve Sosyalizm birbirilerine taban tabana zıt kavramlardı. Sosyalistler, gelir gelmez emperyalist savaşta yer almayacaklarını bildirdiler. Sosyalistler gizli belgeleri ifşa edip savaştan ayrılınca yeni bir siyasi ve ekonomik düzenden yana olduklarını gözler önüne sermişti. Bunu seyreden olaylar neticesinde, 2 .Dünya Savaşı’nda, Almanlar ile menfaat tersliğine düşene kadar Avrupa ile bir anlaşmaya varamamıştı. Savaşın bitiminde ise bu mecburi birliktelik yerini hızla anlaşmazlıklara bırakmıştı. Krizin başlangıcında bazı temel olaylar vardır.

kore savaşı

Kore Savaşı (1950)

Kore Savaşı krizinde; Güney Kore tarafı Batı Bloğu tarafından, Kuzey Kore tarafı ise Doğu Bloğu tarafından desteklenmiş ve çatışmalar yaşanmıştır. Bilindiği üzere Türkiye bu savaşa Batı Bloğu olarak asker yollamıştır.

U2 Casus Uçağı Krizi (1960)

Amerikan keşif uçağının Rusya topraklarına düşmesi ile gerçekleşmiştir. Bunun üzerine Paris’te yapılan zirvede Kruşçev, o dönem Amerika Başkanı olarak görev yapan Eisenhower’dan özür bekledi ama özür gelmeyince Kruşçev toplantıyı terk etmiştir ve gerilim tırmanmıştır. Uçak, İncirlik üssünden havalanmış olduğu için Türkiye-SSCB ilişkilerde gerilim artmıştır.

Küba Krizi (1962)

Türkiye’ye yerleştirilen Jüpiter füzelerine karşılık olarak misilleme yapmak isteyen SSCB’nin Küba’ya nükleer füze yerleştirmesi olayıdır. Türkiye, Batı Bloğunda olmanın getirileri nedeniyle ısrarlar karşısında füzelerin yerleştirilmesine izin vermiştir. Bu durum hem ABD-SSCB hem de Türkiye-SSCB arasında ilişkilerin gerilmesine neden olmuştur.

Soğuk Savaş Dönemi Öncesi Türkiye-ABD İlişkileri

Soğuk Savaş öncesinde Türkiye-ABD ilişkileri; Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, 1. Dünya Savaşı, hatta Osmanlı Devleti dönemine kadar dayanır. Ancak ABD’nin, İtilaf Devletleri tarafında olması ve Osmanlı’nın yıkılışında büyük payı olan devletlerden birisi olması sebebiyle ilişkiler pek iyi başlamamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra Türkiye’nin SSCB ile yakın ilişkiler kurması, ABD ve İngiltere gibi devletleri rahatsız etmiştir. Sonraki süreçlerde ise yavaş yavaş yaklaşmalar başlamıştır.

1945’te Boğazlar hakkında SSCB taleplerde bulununca Türkiye’nin SSCB’ye karşı bakış açısı değişmiş ve yeni, güçlü müttefik arayışında ABD ile yakınlaşmalar başlamıştır. Zaten 2. Dünya Savaşı patlak verince Türkiye’nin, Faşist Almanya ile birlik olmaması ve tarafsızlığı ile Boğazlar konusunda yardımcı olması için ilişkiler daha da geliştirilmiştir. Böylelikle Türkiye, Batı Bloğu ülkelerinden birisi olmaya başlamıştır. Ardından ABD, dünyadaki geriliminin arttığını görünce SSCB’ye karşı Ortadoğu’da bir müttefik arayışı içerisine girmiştir. 2. Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin mevcut durumda savaşa girmesi halinde tedbir amaçlı ABD’den aldığı borçların yine ABD tarafından silinmesi ve Truman Doktrini’nin ilanı ile komünizm tehdidine karşı askeri ve mali yardımda bulunacağını açıklaması çok önemlidir. Ayrıca ilişkilerin kuvvetlenmesi ile SSCB’ye karşı, Marshall Planı ortaya atılmıştır. Türkiye’de az da olsa bu yardımlardan faydalanmıştır.

Türkiye-ABD İlişkileri

Soğuk Savaş Döneminde Türkiye-ABD İlişkileri

Truman Doktrini’nin ilanı ile Soğuk Savaş Dönemine girilmiştir. ABD yaptığı Marshall Yardımları ile yavaşça hazırlıkları tamamlamıştır. Buna karşın Marshall Yardımı karşısında ise SSCB, COMECON’u (Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi) oluşturmuştur. Karşılıklı güç gösterileri yaşanmıştır. Kore’de ilk sıcak temaslar meydana gelmiştir. Türkiye bu sırada güçlü bir müttefik olabileceğini düşündüğü NATO’ya üyelik için bir fırsat olarak gördü ve Kore’ye asker yollayacağını ilan etti. Bölgeye Türk askerlerinin gelmesi ve başarı sağlamaları Amerika açısından çok önemli olduğu için Türkiye’nin NATO’ya giriş süreci hızlanmıştır ve 1952’de NATO üyesi olmuştur.

Ayrıca ABD’nin, Türkiye üzerinde önemli üsler kurması gerekmekteydi bunlardan en önemlisi bugün bile halen gündeme sıkça gelen İncirlik Üssü’dür. Amerika’nın, Jüpiter füzeleri NATO üslerine yerleştirilmiştir ve bu üsler U2 Uçak Krizinde önemli bir role sahip olmuştur. NATO ülkesi olan Türkiye, ABD’nin de etkisi ile CENTO’yu (Bağdat Paktı/1955-1979) oluşturmuştur. Bu tarihlerde Türkiye’de demokrasiye ilk darbe vurulmuştur ve 1960 Muhtırası gerçekleşti ama NATO’ya olan bağlılığın sürdürülmesi ilişkiler açısından bir problem teşkil etmedi. Ancak 1964’te Yunanistan’ın, Kıbrıs’ta yaptığı eylemler (terör eylemleri/bölge Türklerine düzenlenen saldırılar) nedeniyle Türkiye askeri müdahale kararı aldı. Bu karar ABD-Türkiye ilişkisi için bir gerilimdi ve dönemin başkanı Johnson, İsmet İnönü’ye mektup yazarak müdahaleyi durdurmuştur. Bu mektuba karşın Türkiye-ABD ilişkileri gerilmeye başlamıştır ve en sonunda da Amerika, Türkiye yardımlarını askıya almıştır.

ABD ile ilişkiler kötüye giderken Türkiye, Kıbrıs’ta yaşanan olaylara tepkisiz kalamayarak 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı düzenlemiştir. Ancak bu harekat sonucunda ABD, Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya karar vermiştir. İlişkiler iyice bozulmuştu ve ABD zaten bozuk olan ilişkide Türkiye’yi siyasi arenada yalnızlaştırarak zora sokmayı amaçladı. Sonrasında Türkiye’de 1980 Darbesinin gerçekleşmesiyle birlikte tekrar NATO’ya bağlılık belirtildi ve SSCB’nin Afganistan’ı işgal etmesiyle Türkiye’nin konumunun önemi artınca tekrardan ilişkiler düzelmeye başladı. Ortadoğu’da yaşanan karışıklıklar ve gerilimlerde artınca Türkiye’nin jeopolitik, siyasi konumu değer kazandı ve ilişkiler iyileştirildi. Kısa süre sonra ise SSCB dağılma sürecine gireceği için savaş sona erecekti.

Kaynakça

  • Bayram Mürsel, Soğuk Savaş Dönemi Türk-Amerikan İlişkilerinin Sürekliliğinde Askeri Darbelerin Rolü, Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 1, syf.31-43
  • Topal Coşgun, Soğuk Savaşın İlk Yıllarında Türkiye-ABD İlişkilerinde Ekonomik Yardımların Etkisi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:6, syf.112-121
  • Çolakoğle Feyzi Emre; Soğuk Savaş Dönemi Askeri Darbeleri ve ABD: Türkiye ve Yunanistan Örnekleri, Ulisa:Uluslararası Çalışmalar Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 1, syf.76-92
  • Bölme M.Selin, Soğuk Savaş’ta NATO-ABD-Türkiye Üçgeninde Askeri Üsler: Süreklilik ve Değişim, Uluslararası İlişkiler Akademik Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 34, Yaz 2012, syf.51-71
  • Yeşiltaş Murat, Soğuk Savaş Döneminde Türk-Amerikan İlişkileri, Anlayış Dergisi, Aralık 2017, 55.Sayı