z kusagi nedir z kusagi ne istiyor mxKfSfD5
z kusagi nedir z kusagi ne istiyor mxKfSfD5

Z Kuşağı Nedir? Z Kuşağı Ne İstiyor?

Z Kuşağı Nedir?

Z Kuşağı özellikle son zamanlarda ülkemizde çokça dile getirilen ve gündemden düşmeyen bir kavram olmuş durumda. Ebeveynler, yaşlılar, siyasiler ve daha pek çok grup bu kavramı sıkça kullanmakta. Z Kuşağı diğer bir deyişle Z jenerasyonu 1997-2012 yılları arasında doğan kişilerden oluşan demografik bir kuşaktır.

Z Kuşağı bireyleri teknoloji çağında dünyaya geldiği için teknolojiyle araları önceki kuşaklara kıyasla çok daha iyidir. Hızlı ve analitik düşünme becerileri gelişmiştir. Özgürlüklerine ve bağımsızlıklarına çok önem verirler. Sosyal medya kullanımının çok arttığı ve insanların birbirlerinden uzaklaştığı bu devirde dünyaya geldikleri için Z Kuşağı bireylerinin büyük bir kısmı yalnız ve dışlanmış hissederler. Halk ve siyasilerin bir kısmı Z Kuşağını; Asosyal, internet bağımlısı ve oyun bağımlısı olarak görmektedir.

Z Kuşağı Telefon & Bilgisayar Bağımlısı mı?

İlk öncelikle asosyallik ve bağımlılık konusuna değinelim. Z Kuşağı teknoloji çağında dünyaya gelmiş bir jenerasyon. Bu asosyallik veya bağımlılık Z Kuşağı bireylerinin bir kısmında bulunsa da tüm hepsini kapsamaz. Bu durumun iki önemli sebebi vardır, ilk sebep ebeveynlerden kaynaklıdır. Ebeveynler yoğun iş temposu veya farklı nedenlerle çocuklarına yeteri kadar vakit ayırmazlar. Çocukların ellerine bazen susturmak için, bazen başlarından savmak için ve bazen de istediklerini yaptırmak için telefon & tablet & bilgisayar tutuştururlar. Çocuğun ailesiyle vakit geçirmesi gerekirken teknolojik cihazlar o çocuğun ailesi gibi olurlar.

İkinci sebep olarak ise ekonomik sorunları gösterebiliriz. Her Z Kuşağı bireyi ekonomik durumu iyi olan bir ailede dünyaya gelmiyor. Ülkemiz nüfusunun çok büyük bir kısmı asgari ücretle geçimini sağlamakta. Aileler ev masrafı, eğitim masrafı, ulaşım masrafı, faturalar vs. derken çocuklarının sosyal etkinliklerine bütçe ayıramıyorlar. Dolayısıyla çocuğun vakit geçirebileceği tek eğlencesi teknolojik cihazlar oluyor. Yetkili kurumların bu konuda girişimleri vardır ama ne yazık ki yeterli değildir. Daha fazla ücretsiz spor aktivitesi, gezi turları, enstrüman kursları vs. düzenlenmesi bu kuşağın sosyalleşmesine katkı sağlayacaktır. Gençlerimize ayda bir kere spor müsabakası bileti, sinema bileti, müze bileti, kitap kuponu gibi fırsatlar da sağlanabilir.

Z Kuşağı Ne İstiyor?

Bu kitle ülkemizin geleceğini belirleyecek olan kitledir. Dolayısıyla Z Kuşağının ne istediğini anlamak ve onlara hitap edebilmek siyasi karakterler açısından büyük önem arz etmektedir.

z kuşağı adalet

Adalet

Hayatın her alanında adaletli bir yaşam istemek herkesin hakkıdır. Z Kuşağı bireyleri haberlere ve bilgiye ulaşımın çok kolay olduğu bir dönemde dünyaya gelmişlerdir. Dolayısıyla ülkemizdeki sansasyonel haberleri görüp etkilenmeleri gayet doğaldır. Maalesef son dönemlerde her gün toplumu derinden etkileyen olumsuz bir haberle karşılaşıyoruz.

Bazen bu haber defalarca şikayetçi olmasına rağmen öldürülen bir kadın oluyor. Veya bir hayvana tecavüz edip para cezasıyla kurtulan birisi oluyor. Bazen de işyerinde mobbing gördüğü için intihar eden çalışan oluyor. Z Kuşağı düşünüyor, sorguluyor. Bunun sebebi nedir? Bir kadın defalarca suç duyurusunda bulunmuş, neden bu adam serbestçe dolaşıyor? Köpeğe, eşeğe tecavüz eden veya onlara işkence uygulayıp öldürenler neden para cezası alıyor? Mobbing uygulanan kişi neden şikayetlerine sonuç alamıyor? Güzel ülkemizde neden en ufak bir dava bile iki yıl sürüyor? Geç gelen adalet maalesef yeterli olmuyor. Bunlar sadece çok küçük örnekler, Adalet başlığı altında daha binlerce örnek verilebilir. Z Kuşağının en önemli isteği doğru çalışan bir Adalet sistemidir.

İşsizlik, Gelecek Kaygısı

Z Kuşağı geleceği düşünmekten bugünü yaşamayı unutan bir kuşaktır. Bu kuşağın bireylerine çocukluklarından beri şunlar söylenmiştir; Oku büyük adam ol, okumayana iş yok, iş istiyorsanız eğitim şart üniversite okuyacaksınız. Bu tip sözlerle ve güzel umutlarla gençler eğitim hayatlarına adım atmışlardır. Bu gençlerin beklentisi eğitimleri boyunca sorumlu oldukları derslerden geçip kendilerini geliştirmeleri ve iş hayatına atılmaktır. Okuyan genç sayısı arttığı için ülkemizin her iline üniversiteler açılmıştır. Bu kuşağın gençleri hedefleri doğrultusunda istedikleri veya zorunda bırakıldıkları bölümlere yerleştiler ve üniversite hayatlarına başladılar. Mezun olduklarında ise bu sefer karşılarına KPSS-ALES gibi sınavlar çıkarıldı. Bu sınavlara çalışıp girip iyi puan aldılar bu sefer de karşılarına sözlü mülakat denilen bir eleme sistemi çıkarıldı.

Yürütülen yanlış politikalar ve sürekli değişen eğitim sistemi sonucunda milyonlarca genç işsiz ortaya çıkmıştır. Bu işssizler ordusu her geçen yıl büyüyerek devam etmektedir. Evet ülkemizde üniversite sayısının yüksek olması iyi olarak algılanabilir fakat bu üniversitelerden mezun olanlara iş olanakları yaratılmadığı zaman büyük işsizlik problemleri oluşmaktadır. Fazla sayıdaki üniversiteye ek olarak açıköğretim fakülteleri ve ikinci öğretim programları yüzbinlerce mezun vermektedir. Z Kuşağı gelecek kaygısının ta kendisi olmuş durumdadır. Z Kuşağı işsiz kalma korkusunu istemiyor.

düşünce özgürlüğü

Düşünce Özgürlüğü

Kuşkusuz ki 21. yüzyılın en önemli getirilerinden, demokrasinin bir parçası olan düşünce özgürlüğüdür. Z Kuşağının düşüncelerini paylaşabileceği pek çok mecra bulunmaktadır. Bu mecralara örnek olarak kişisel bloglar, sosyal medya hesapları ve çevrimiçi videolar vs. gösterilebilir. Gençler her ne kadar hukuka uygun olarak düşüncelerini ifade etseler de son zamanlarda duyduğumuz haberler gençler üzerinde baskı yaratmaktadır. Bir sokak röportajında kendi düşüncesini ifade ettiği için veya sosyal medyada düşüncesini yorum olarak yazdığı için ifade vermeye çağırılan gençlerimizin sayısı artıyor. Bu tip haberler arttıkça mecburen gençler fikirlerini söylemektense içlerinde tutmayı tercih ediyorlar. Bu durum gençlerin iç dünyasında ve kafalarında huzursuzluk ve mutsuzluk yaratıyor. Bu gençler diğer bir yandan fişlenme ve linç yeme korkusu da taşıyorlar. Düşüncelerini paylaştığı için işinden atılan, düzeni bozulan veya toplum baskısı yiyen kişiler de mevcuttur. Z Kuşağı bireyleri düşüncelerini özgürce ifade etmek isterler.

Liyakat

Z Kuşağının hassas noktalarından birisi de liyakat meselesidir. Haberin ve bilginin çok hızlı yayıldığı bu dönemde liyakat esasına uygun olmayan pek çok atamanın yapıldığı hepimizin kulağına çalınmıştır. Haberlerde görmesek bile mutlaka çevremizden birisi mağdur olmuştur. Örnek: X Üniversitesinde eş, dost, akraba yaklaşık 30 kişi kadroya alınmış veya Y Üniversitesinde rektör, özel kalem kadrosuna kendi eşini almış. Bu tip haberler gün geçtikçe çoğalmakta ve işin komik tarafı halkın büyük çoğunluğu tarafından normal karşılanmakta. Şöyle ahlaksız bir düşünce var; Sen olsan yapmaz mısın? Torpilin ve liyakatsizliğin halk tarafından bu kadar meşrulaştırıldığı bir ülkede Z Kuşağının gelecekten umutsuz olması ve ülkeye olan bağlılıklarının zayıflaması normaldir. Z Kuşağı torpil istemiyor Liyakat istiyor.

Mülteci ve Göçmen Sorunu

Ülkemiz çok fazla çatışmanın olduğu bu coğrafyada her zaman güvenli liman olarak görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti kendisine sığınmak isteyene kapısını kapatmaz bu örfümüzde yoktur. Fakat ülkemiz son yıllarda ekonomik olarak zor zamanlardan geçmektedir. Bunun üstüne bir de düzensiz olan milyonlarca mülteci ve göçmen eklenince bu ekonomik sorun derinleşmektedir. Ülkemizdeki milyonlarca mülteci ve göçmen sadece ekonomik olarak problem yaratmıyor aynı zamanda toplum içinde sosyal krizler de patlak veriyor. Z Kuşağı Mülteci ve Göçmen sorununun çözülmesini istiyor.

Dürüstlük, Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik

Z Kuşağı bireyi bu ülkenin bir vatandaşı olduğunun farkındadır. Kendisini yönetenlerin dürüst olmasını ve hangi bütçeler ile neler yaptığını bilmek ister. Gizli kapılar ardında yapılan atamalar veya verilen ihalelere kesinlikle karşıdır. Dürüstlükle örtüşmeyen davranışlara karşıdır. Z Kuşağı dürüst, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim ister.